|
<<< Önceki Sayfa Trombofili
Pıhtılaştırıcı sistemin yetersizliği veya pıhtılaşmayı engelleyici sistemin fazla çalışması kanamaya yol açarken , pıhtılaştırıcı sistemin fazla çalışması veya pıhtılaşmayı engelleyici sistemin yetersizliği (protein C, protein S ve antitrombin III eksikliği) pıhtı oluşumuna neden olur. Özellikle uyluk bölgesindeki venlerde oluşan pıhtılar buradan koparak akciğerlere gidip olümcül olaylara neden olabilirler. Bacak dışında kol, beyin, karın içi ve gözdeki venlerde de pıhtılaşma (venöz tromboz) meydana gelebilir. Pıhtının oluştuğu yere bağlı olarak inme, körlük ve barsaklarda çürüme oluşabilir. Pıhtılaşmayı artıran faktörler nelerdir? Pıhtılaşmaya artıran (trombofili) faktörleri 2 grup altında toplayabiliriz.
1-Antitrombin III eksikliği: Pıhtılaşma sisteminde bulunan bazı faktörleri (II, IX, X, XI, XII) antitrombin III ile etkisiz hale gelir. Bu nedenle eksikliğinde pıhtılaşmayı engelleyen sistem yetersiz kalır ve pıhtı oluşumu kolaylaşır. Antitrombin III eksikliği anne babadan çocuklara kalıtsal yolla geçer. Protein C, antitrombin III eksikliği, protein C’ye direnç ve anormal protrombin’ li kişiler uzun süre hareketsiz kaldıklarında (ameliyat, alçı sonrası, inme geçirenler, gebeler ), bazı hastalıklara yakalandıklarında (kanser ve karaciğer hastalığı gibi) veya hiçbir neden olmaksızın kendiliğinden damarlarda pıhtı oluşabilir. En sık bacak damarlarında tıkanma görülür. Bu kişilerde damar tıkanıklıkları daha erken yaşlarda ortaya çıkar ve genellikle tekrarlar, aile bireylerinin bazılarında da damar tıkanıklığı vardır, karın içi ve beyin damarları tıkanabilir. Tanı nasıl konur? Bacak damarlarında oluşan tıkanma bacakta şişlik, kızarıklık ve ağrı oluşturur. Damarın ultrason ile incelenmesi ile tanı sıklıkla konur. Şüpheli vakalarda damarın ilaçlı filmi (venografi, pulmoner anjiyografi) tanı için yeterli olur. Tomografi ve MR son yıllarda bu amaçla daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Genç hastalarda ,yineleyen damar tıkanıklığı geçirenlerde, aile üyelerinde benzer şikayeti olanlarda ve karın –beyin damarları gibi olağan dışı yerlerde damar tıkanıklığı olanlarda Protein C, antitrombin III, protein C direnci, anormal protrombin ve protein S düzeyleri ölçülmelidir. Protein C direnci ve anormal protrombin için genetik araştırma yapılmalıdır. Nasıl tedavi edilir? Damar tıkanıklığı tespit edildiğinde heparin başlanır. Son yıllarda düşük molekül ağırlıklı heparin daha sık kullanılmaktadır. Düşük molekül ağırlıklı heparin (Fragmin, Clexane, Fraxiparin ) klasik heparine göre kullanımı daha rahattır. Genellikle günde tek doz kullanılır, doz ayarlamak için özel test yapma gerekliliği yoktur ve daha az yan etkisi vardır. Heparin genellikle 5-7 gün kullanılır. Heparin kullanılırken coumadine başlanır. Heparin kesildikten sonra ve tedaviye coumadin ile devam edilir. Tedavi süresi 3-6 aydır. Bazı durumlarda (akciğer, beyin damarlarında tıkanma gibi) tedavi ömür boyu sürebilir. Coumadin dozu INR testi yapılarak ayarlanır. Miyokard enfarktüsü nedir? Koroner damarın (kalbi besleyen damar) pıhtı ile tıkanması sonucu kalbin oksijensiz kalması ve kalp kasının tahrip olmasıdır. Gelişmiş ülkelerdeki tüm ölümlerin %30’u koroner arterin tıkanmasına bağlıdır. Sigara kullanımı, ailede kalp hastalığının varlığı, artmış LDL-kolesterol ve hipertansiyon kalp hastalığının oluşması için risk faktörleridir.
Kalp hastalığının oluşmasında kolesterol ve trombosit iki temel faktördür ve bu faktörler diyetten etkilenirler. Diyet ile kalp hastalıkları arasında ilişkiyi inceleyen çok sayıda çalışma vardır. Ancak bu çalışmaların bazıları sadece laboratuar ortamında yapıldığı için elde edilen sonuçları insanlara uygulamak zordur. Bu nedenle laboratuar sonuçlarının hayvan ve özellikle de çok sayıda insan üzerinde yapılan çalışmalarla doğrulanması gerekir. Diyet ile kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar nasıl yapılır?
Diyetin pıhtılaşma sistemi, trombosit fonksiyonları, kan sayımı ve diğer hematolojik testler üzerine etkisi ya hastadan alınan kanın veya etkin maddelerin laboratuvar ortamında deneğin kanı ile karıştırılarak incelenmesi ile yapılır. Laboratuar ortamında elde edilen sonuçların hayvan ve insan üzerinde yapılan çalışmalarla doğrulanması gerekir. Yağlar kaç çeşittir? Yemeklerle alınan bazı yağlar pıhtılaşma sistemini uyararak koroner damarların tıkanmasına neden olduğu bilinmektedir. Yemekten sonra kana geçen zararlı yağlardan oluşan partiküller pıhtılaşma faktörlerini aktif hale geçirerek koroner kalp hastalığı gelişmesine yol açarlar. Bu yüzden yağları kısaca tanımakta yarar vardır.
Omega 3 ün önemi nedir? Hangi besinler omega 3 ten zengindir? Omega 3 yağları ; balık yağı ve yağlı balıklar (somon, sardalya, uskumru, ton balığı vs) da bulunur. Bitkilerde ise alfa linoleik asit (ALA) olarak zeytinyağı , soya yağı ve keten tohumunda bulunur. Haftada 2 kez balık yenmesi ile yeterli omega 3 yağları alınır. Omega 3 yağları tombositlerin pıhtılaşması için gerekli maddeleri (tromboksan) azaltarak pıhtılaşmayı engeller. Bunun yanı sıra felç, egzema ve bazı romatizmal hastalıklarda iltihabı önleyici etkisinden dolayı faydalı olduğu bulunmuştur.
Omega 3 ve omega 6 dan zengin diyetle beslenenlerde zararlı kolesterol (LDL kolesterol) de azalma olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca trombositlerin ve bazı pıhtılaşma faktörlerinin aktif hale gelmesi engellenerek koroner kalp hastalığının oluşması durdurulmaktadır. Kalp hastalarında meyve ve sebze önemli midir? Diyetin diğer önemli bir parçası olan meyve ve sebzeler incelendiğinde bazı temel bilgilerin bilinmesinde yarar vardır.
Kan sulandırıcı ilaç kullananlar diyette nelere dikkat etmeleri gerekir? Warfarin (Coumadin® )kanın pıhtılaşmasını engelleyen bir ilaç olup, damar tıkanıklıklarında, kalp kapak bozukluklarında ve pıhtılaşmanın arttığı durumlarda kullanılır. K-vitaminine bağımlı pıhtılaşma faktörlerinin yapımını engelleyerek etkisini gösterir. Fazla alınması kanamaya neden olurken yetersiz dozda alınması pıhtılaşmanın devam etmesine neden olur. Coumadin dozu INR –protrombin zamanı adı verilen bir test ile ayarlanır. Coumadin’in ilk kullanmaya başlanıldığı günden sonra bir kaç günde bir yapılması gereken INR-PT coumadinin etkisi istenilen düzeye ulaştıktan sonra 3-4 haftada bire düşürülür. Bu şekilde Coumadin miktarı ayarlanır. PT/INR testlerinin periyodik aralıklarla tekrarlanması, ilaç tedavisinden maksimum yarar sağlanması açısından gereklidir.
Brokoli, avokado, avokado yağları ise günde en fazla 3 öğün tüketilebilir. K vitamininden zengin besinlerin fazla tüketilmesi halinde Coumadin dozunun ayarlanması gerekir. Hastaların alkol kullanmamaları istenmekle beraber en fazla 140 ml şarap veya 350 ml bira kullanabilirler. Bitkisel kaynaklı ilaçlar ve vitamin preparatları da kullanılmamalıdır. Özellikle E vitamini kullananlarda kanama görülebilir. <<< Önceki Sayfa Alt Başlıklar |
|
© 2024 Prof. Dr. Ahmet ÖZTÜRK - www.hematolojika.com |